okuldan mezun olursun, istediğin derse girip, istediğinden kaçma özgürlüğünü, ruh halini yansıtan kıyafetler giyme herhangi bir dresscode olayına maruz kalmadan, bugün ki kreasyonum bu deme şansını, senden küçük dönemlere devreder ve katoik iş arama pazarının ortasında bulursun kendini. eskiden sadece grafikleri ilgini çeken insan kaynakları gazeteleri pazar sabahları çapaklarının düştüğü sayfalar olur hayatında. Peki neden? Ama neden? Neden en verimli olduğun 8 saati (en az) vampirler gibi,güneş ışığından uzakta, kapalı binaların içinde, işyerlerinde geçirip, akşamları hayat hala devam ediyor demek için happy hourlar kurup oynuyoruz..
neden bize düzgün olarak sunulan işlerde çalışmalıyız, yaşam standartımızı sabancılara yakın tutmak için mi bu çaba? Düzgün iş tanımı nedir? Düzenli mesai saatleri olan, maaşının zamanında yattığı, çok ileri tarihte bir yükselme imkanının olduğu para kazanmak için aynı çatı altında toplanmış insanlar ile çokça zaman geçirme şanşını sunan bir küme.Bu kümenin içinde ki elemanları seçme şanşın çok yok,ancak seçilme şansın vart, diğer alt kümler bilmeden, beni al beni al onu alma fırsatın elinde.Önce sihirli şişeden iksiri içiyorsun, küçülüyorsun küçülüyorsun kapıdan içeri geçiyorsun.Bilmem ki senin kapında seni tavşanlar mı bekler yoksa mantarlar mı?
Eskiden doktor, avukat olmakmış toplumsal olarak onay gören meslekler.Gerçekten iki meslek grubununun da geçiridği eğitim hayatı çok zorlu ve çok özveri istiyor. Başka okuldan mezun birilerinin dolandırıcılık yoluna başvurmadan başına sahte sıfatı eklemeden sahip olamayacağı meslekler.Ancak çevremde tanıdığım mutlu avukat ve doktor pek yok. En azından ben avukat olmak için doğmuşum, hipokrat yeminimi kanımda hisediyorum diyen. Tutku ile işini yapan, işine aşık olan. Yine mi demeden, her gün her gün aşkla koşan. Çok mu hayal ürünü böyle bir iş? Yapan yok mu hiç?
Benim hayalimde ki iş mi? Kitap okuyabileceğim, araştırmalar yapabileceğim, viki gibi buldum buldum diye dolaşabileceğim, yaratıcılığıma ve kendimi geliştirmeme imkan veren, mutlu olduğum ,mutluluk verebildiğim bir iş. Hayal mi? Hayalse de peşinden koşmaya devam, koş zeytinezmesi koş...
Öptüm,bye...
neden bize düzgün olarak sunulan işlerde çalışmalıyız, yaşam standartımızı sabancılara yakın tutmak için mi bu çaba? Düzgün iş tanımı nedir? Düzenli mesai saatleri olan, maaşının zamanında yattığı, çok ileri tarihte bir yükselme imkanının olduğu para kazanmak için aynı çatı altında toplanmış insanlar ile çokça zaman geçirme şanşını sunan bir küme.Bu kümenin içinde ki elemanları seçme şanşın çok yok,ancak seçilme şansın vart, diğer alt kümler bilmeden, beni al beni al onu alma fırsatın elinde.Önce sihirli şişeden iksiri içiyorsun, küçülüyorsun küçülüyorsun kapıdan içeri geçiyorsun.Bilmem ki senin kapında seni tavşanlar mı bekler yoksa mantarlar mı?
Eskiden doktor, avukat olmakmış toplumsal olarak onay gören meslekler.Gerçekten iki meslek grubununun da geçiridği eğitim hayatı çok zorlu ve çok özveri istiyor. Başka okuldan mezun birilerinin dolandırıcılık yoluna başvurmadan başına sahte sıfatı eklemeden sahip olamayacağı meslekler.Ancak çevremde tanıdığım mutlu avukat ve doktor pek yok. En azından ben avukat olmak için doğmuşum, hipokrat yeminimi kanımda hisediyorum diyen. Tutku ile işini yapan, işine aşık olan. Yine mi demeden, her gün her gün aşkla koşan. Çok mu hayal ürünü böyle bir iş? Yapan yok mu hiç?
Benim hayalimde ki iş mi? Kitap okuyabileceğim, araştırmalar yapabileceğim, viki gibi buldum buldum diye dolaşabileceğim, yaratıcılığıma ve kendimi geliştirmeme imkan veren, mutlu olduğum ,mutluluk verebildiğim bir iş. Hayal mi? Hayalse de peşinden koşmaya devam, koş zeytinezmesi koş...
Öptüm,bye...