gülümsemeyi severim

planlar ve planlamayanlar...

yeni yılın dördüncü günü olması yeterli midir sevmemek için? 

nasıl başladığından anlatmak gerek, en başından ama suya sabuna dokunmadan... mahkemelerde şahit yazılmadan, taraf değil tanık kalarak... 31 Aralık pazartesi günü yoğun ve dolu dolu bir mesaiden sonra akşam partide çalışacağımdan kuaföre gittim 17.30 da, çıktım 20.30 da... ne mesaisi dersiniz? sanırım bugüne kadar hiç bu kadar açık yazmadım. ben bir dijital ajansta ikametgahımı facebook  ve twitter a aldırmış bir şekilde yaşıyorum, seviyorum  sanal dünyada gerçek işler yapmayı :)

yılbaşı gecesi işimiz Ankara'nın en büyük partisi olmayı hedefleyen organizasyonda canlı yarışmalar ile gelen kutlamacılara mutlu anlar yaşatmak, sanal bir noel babanın dolaştığı izlemini yaratmaktı. bu nedenle minik topuklu ayakkabılar, çalışmaya uygun az pullu elbisem ile hazırdık. Avrupa'nın ikinci büyük kongre merkezi bu özel parti için hazırlanmış, kocaman ucu gözükmeyen devasal bir bara dönüşmüştü. her şey süper gözüküyordu. tek bir şey  haricinde. bizim "olay" sanatçımız sayıyı beğenmemiş, karnı ağrımış, tırnağı kırılmış, belki de saçı fön bile tutmamış gibi tatlı bahanelerle geldiği gibi gitti büyükşehrine... biz kaldık mı hayranlarıyla baş başa? yılbaşı planını yapmış hayranlar, son dakikda yok olan bir parti, asık suratlar, mutsuz yüzler... 



kim haklı kim haksız bilemem, noter değilim ki ben, tasdikleyemem. yine de eğer başının önünde sanatçı varsa, saygı gerekmez mi hayranlarına, ben olsam yerinde en azından bir el sallardım herkese... sizi seviyorum, seneye görüşelim derdim, gönül alırdım, kimseyi yüzünün üzerine yere düşürmezdim. son dakika plan değişince, benim terazi burcum tavan yaptı mı, otuzikidiş kapandı. hımm ,homm diyen biri geldi...

bu aralar çok üst üste geldi plansızlıklar.... her hafta bir anneanne hasta oluyor. anneanneler hiç hasta olmasın istiyorum. ben küçükken, ailelerin hep beraber öleceğini sanıyordum, beraber yaşıyoruz ya, ölümde beraber olur, başka bir yerde devam ederiz hep beraber diye düşünüyordum. taa ki dedemin ölümüyle anlamıştım ailelerin bu dünyada 1 olduğunu, o yüzden sıkıca sarılmak gerektiğini vakit varken. özetle tüm pamuk kalpli, beyaz saçlı anneanneler iyi olsunlar hemen. sadece onlar değil babaanneler, halalar,teyzeler, dayılar, tabii ki anneler ve babalar da...

ilk 4 günün kötü geçmesi, umarım kalan günlerin hepsinin aşırı güzel olacağına işarettir. 



İyi düşünmeye devam ve karşınızda  en beğendiğim yılbaşı mesajı...

 Yeni yılınız baldan tatlı, kelebek gibi kanatlı, katlı, yatlı, facebook, instagram “like”lı, haftada üç gün ızgara kabaklı, ama birkaç gün de şaraplı, geçen yıldan havalı, kışın kayakta yazın plajda, seyahati bol, geri dönmesi zor, geliri giderinden fazla, dolu dolu sazla cazla, streslere kapalı, pamuklara sarılı, uçuşları milli, etekleri zilli, acısı sadece yediğiniz biberde, tatlısı sağlıkla uyandığınız her günde, kilonuz kararında, ruh sağlığınız ayarında, tabiatın kucağında, trafiğin uzağında, sevdiklerinizle birlikte, kem gözlerden uzak olsun... Tek derdiniz çok gülmekten bayılmak, para saymaktan yorulmak olsun!

Ben herkes mutlu olsun isterim,

Öptüm,bye...


0 yorum: