gülümsemeyi severim

Ofis ünlüleri

bu günlerde hayatım evim ve onun arka binasında olan iş yerime gidip gelmek ve gelip gitmek ile geçiyor sadece. gördüğüm insanlar iş yerinde ki mesai arkadaşlarımdan ibaret.. bir de ofisimize sıkça gelen kargocu abiler..  sanki sıkıcı bri fransız filmde yaşıyor gibiyim, uzun paltom ile yolda yürürken sigara içiyorum ve sigara bitmeden eve girmiş oluyorum. aslında yoğun, hızlı, zamanın değerini bilmeden geçen günlerden sonra iyi geldi gibi bu sakinlik...

yazmadığım kafamda ki fikirlerin peşinden koştuğum balonlarını ipini bir türlü tutamadığm günlerden bir gün, bir fotoğrafım gerekti, yazmaya başladığım, Ankara'nın olan tüm etkinlikleri ,konser, tiyatro,sergi,bar hepsini tek bir sayfada gösteren ankara events sayfasında blog yazarları köşesinde yazılarımın yanında durması için. Gittiğim yerleri, gördüğüm şeyleri yazıyorum, blog yazarları köşesinde, blogta yazdığım gibi içtenlikle. Fotoğraflarıma baktım ve 28 yıldır aynı saç stili ile olduğumu farkettim, ne boyatmışım ve ne kısaltmışım saçımı. Hep aynı tarz.. Durdum düşündüm, yenilen otuzikidişim dedim. Değiş,yenilen. Şu an saçlarımın sol tarafı kulağımın üstünde bir kısalıkta sağ tarafı ise çenemin altında bir uzunlukta.. beni tanıdığını düşünenlerinin terazi burcu çocuk doğurmama kararını onaylar nitelikte, doğada ki dengesizliği simgeler gibi saçlarım.. Ben mutluyum, gelen yorumlar ise çeşitli. Annem bir gece uzun kalan sağ tarafı sol taraf ile eşitleyerek beni normalleştirecğini söylüyor, kapım her daim kilitli artık :) Bir arkadaşım ,eskiden çok yakın olduğum şimdi uzak olduğum giderek gelecekte ki planlarımda yer alma ihtimali hızla azalan, yok olan, en beğendiğim yorumu yaptı. Uzun, siyah saçların ile ağır abilerin gözdesiydin, olmaktan mutlu olmadığın  kutu bebeğiydin, yanımda olsa güzel olur görüntüsüydün şimdi ise  o kadar sensin ki, kıyafetlerin, tarzın ile saçların ahenkli oldu dedi..

işyeri insanları ise, gökuşşağının ayrı bir rengi hepsi.. saçlarım ile ilgili öncesi ve sonrası yorumu patron amcadan gelsin.. Amy Winehouse'nun ölümden sonraki günlerden bir tanesiydi, koridorda karşılaştık ve efsaneler benim ile çalışıyor dedi, Otuzikidiş Winehouse'm benim diye kaldı adım...



Saçlarımı kestirdikten epey bir zaman sonra farketti, ne oldu sana kuaför intikam mı aldı dedi. Sonra yine benzetti , taktığım güneş gözlüklerinden de dolayı, göz şeklimden saç modelimden bu sefer John Lennon'un eşi Yoko Ono oldu adım.. Bugünlerde beni öyle çağırıyor, Yoko Ono bütçeleri bir daha revzie ediyoruz...



Patronum beni hep güçlü kadınları benzetiyor, iz bırakan, tutkularının peşinden giden, iyi veya kötü alışkanlıkları ile beraber yaşayan, sıradan olmayan, ezber bozan, farklı olan, sistem içinde çokta tutunamayan..

Ben mi tutunmaya çalışıyorum, kafamdaki tavşanların peşinde koşarak yaşıyorum...

Ben herkes mutlu olsun isterim,

Öptüm,bye..

ne yediğin değil, kiminle yediğin önemlidir derler..

bir arkadaşımlaydım bugün, işten çıktım kuaföre gittim.. çünkü o karşısında bakımlı kadınların olmasında hoşlanır ve ben hep karşımdaki mutlu olsun isterim...

önce güzel bir yere yemeğe gittik, yemek yedik hep beraber telefonlarımız ile beraber dört kişilik hesap ödedik ve çıktık ve konuşmaya başaldık nihayet...

insan kendini ancak insan da tanır demiş goethe, dinlenmek için konuşurken, bir güzel söze hasretken..

hayallerden konuşurken, ki benim hayalim trapezden atlamak o kadar  teslim olmak karşı tarafa, sadece ve safça güvenmek. hayal işte, ben zaten yüksekten korkarım ama neden olmasın.. bana seni kamp yaparken düşünemiyorum dedi, neden dediğimde sen yapamazsın dedi. ayna yok oralarda,çamurlar içindesin ve yaşamaya mecbursun sanırım kamptan anladığı  beni survior adasına bırakıp kaçmaktı :=)







düşündüm, kendimce, sessizce, içtenlikle..

ve o an beni birisi gerçekten tanımak istesin diye diledim..

o süs bebeğinden daha fazlası olan matruşkanın özünü  tanısın istedim biri.. ben eğlenirim her yerde, her koşulda.. kampta, safari de yine de bulurum bir yansıma, sürerim rujumu, ruj yoksa vişne yeriz bizde yine kırmızı olur dudağımız, peki kim buna varır ki?

dinlemek lazım, taraf değil tanık olmak lazım hayatta, ulaştığımız şeylere şükür etmek ve ulaşamadıklarımız için hayal kurmaya devam etmek..

ben herkes mutlu olsun isterim,

öptüm,bye...